23 Eylül 2008 Salı

Yeni Projem basladi


Tatilin bitmesiyle is basina gectim ve isler birbirini kovalamaya basladi.
Aslinda islerin yorgunlugucok ama mali getiriside hemen hemen yok denecek kadar az.
Ben calismayi cok seviyorum ama bazen cok yorucu oluyor ve evim ile ilgilenmeye vaktim olmuyor.

Iste yine böyle yorucu ve bir o kadarda yine zevkli bir projeye basladim. 11 Alman bayan ve 11 yabanci ülkelerden bayanlar (Türk, Pakistanli, Tacekistanli, Iranli, Rus, Fransiz ve Cinli bayanlar) var. Ilk gün tanisma ve kahva icme ile basladik. Ramazan olmasi dolayisiyla, müslüman bayanlarimiz malesef sadece sohpete katildi. Bu toplanti 8 defa olacak ve gezilerimizde olacak. Sosyal Bakanligindan para yardimi aliyoruz. Belediye, Valilik ve benim eski is yeride destek veriyor.

Bu harika masa tanzimini Sigrid arkadasim yapti. Almanlara misafir geldiginde, yemekten fazla masayi tanzim etmege özen gösteriyorlar, mideden önce göz, bu güzellikle doyuyor, bir tablo gibi olmus dimi?


Masalarin tanzimi tamamen taze mahsullerle süslenmistir. Bu isin ustasi olan arkadasim Sigrid bu bitki, meyava, misir ve dallari bahcesinden getirdi.



Peynirli Bisküvi (ben yaptim)

Valilikte calisan arkadasin getirdigi ekmek üstüler ( Peynirli, salamli, pastirmali ve som balikli)

Cikolatali findilkli pasta (Almanlarin baskani Sigrid`den)

Bu Fotograflar projemizin ilk gününün görüntüler. Bu Fotograflari sadece daha kimse yok iken hazirlik bitmis iken cektim, daha sonraki görüntüleri malesef ilk günün telasindan Kareliyemadim, insallah ileriki bulusmalarda daha cok bilgi ve fotograflari sizlerle paylasacagim.

NOT: Tarifler pek yakinda!!!

12 Eylül 2008 Cuma

Akcay ve Sarikiz Efsanesi

Türkiye tatilimiz harika gecti.17-26 Agustos tarihlerinde önce Balikesirin Akcay beldesinde cok keyfli günler gecirdik.
Sevgili dünürlerimiz bizleri cok güzel agirladilar, cevrenin ve insanlarin samiyeti bizleri mutlu etti ve daha cok kalabilmek icin bir aparti kiralayip orada konakladik.
Her gece Akcay carsisini deniz sahilini dünürlerimiz ile gezdik. Cocuklar, dünürlerin akarabalarinin cocuklari ile kaynasti. Deniz temiz ve berrak hava istedigimiz gibi sicak idi.
Asagidaki Sarikizin efsanesini sizler icin netden buldum, hos anitin yaninda da koca bir levhada efsane yaziliydi ama onu resimlemedigim icin netden buldugum bu yaziyi ve cektigim birkac resimi sizlerle paylasiyorum.
Ayrica Akcay belediyesinin düzenlemis oldugu Akcay Kültür ve Turizim senliginide ayni zamanda görmek nasip oldu ve ilk gece gelen Deniz Seki ve 3. ve son gece Emel Müftüoglunun acik hava konserini de zevkle izledik.
Gecelegin fotolar cok güzel cikmadiysada yayinlamak istedim.

SARIKIZ EFSANESİ


Marmara ve Ege bölgelerini birbirinden ayıran ve genç dağlar grubuna giren Kazdağları'nın en yüksek tepesine Sarıkız Tepesi adı verilmektedir. Bu tepenin adı hakkında pek çok efsane anlatılmaktadır.

Çok eski zamanlarda Güre köyünde çok güzel bir kız varmış. Bu kızı köyün bütün gençleri sever ve evlenmek isterlermiş. Adı Sarıkız olan bu güzel kızın babası ise bin bir zahmetle büyüttüğü kızını, talip olan gençlerin hiç birine vermezmiş. Bunun üzerine gençler Sarıkız'a iftira etmişler. Köylüler de Sarıkız'ın babasına giderek:


"Kızın kötü yola saptı. Ya kızını öldürürsün ya da buralardan çekip gidersin" demişler.

Düşünüp taşınan baba, kızını öldürmeye kıyamaz; ancak köylülerin yüzüne bakabilmek için Sarıkız'ı gözden uzak tutmak gerektiğini düşünür.

Kızını yanına alan baba, Kazdağı'nın zirvesine çıkar ve güttükleri kazlarla birlikte kızını bırakıp geri döner. "Kurt kuş yerse de gözüm görmesin, yaşarsa da herkesten gizli yaşasın" demiş.

Kazdağı'nda kalan Sarıkız ölmemiş ve kazlarını gütmeye devam etmiş. Hatta yolunu, izini kaybedenlere yardımcı olmuş. Bu durum kısa zamanda babasının kulağına gitmiş.


Kızının ölmediğini öğrenen baba, Kazdağı'na kızının yanına çıkmış. Dağda kaz çobanlığı yapan Sarıkız, babasını görünce sevinmiş, ona yemek ikram etmiş. Yemek sırasında babası kızından su istemiş. Sarıkız elini uzatarak kilometrelerce aşağıdaki Güre çayından su alarak babasına vermiş. Babası kızının ermiş olduğunu görünce pek sevinmiş.

Sarıkız'ın öldüğü ve bugün kabrinin bulunduğu yere Sarıkız Tepesi, babasının öldüğü yere ise Babatepe veya Kartaltepe adı verilmektedir.
iste bu Efsaneyi siz netden aldim ve bu anitin yaninda yazan öyküde asagi yukari ayniydi, hata olduysa affedin...
Deniz Seki

Emel Müftüoglu